Gazetenin haberine göre, “BBC’nin İsraillilerin hayatlarını Filistinlilerin hayatlarından daha değerli gördüğü” yönündeki kurumun kendi çalışanlarının endişeleri, bu hafta üst düzey editöryal yetkililerle yapılan toplantıda dile getirildi. Ayrıca, söz konusu endişelere yer verilen e-posta BBC Genel Müdürü Tim Davie’ye gönderildi.
İngiliz yayın kuruluşu BBC, Yahudi, Filistinli ve Arap toplumlarından çalışanlarıyla toplantılar düzenleyerek endişelerini dinledi.
– “Binadaki pek çok kişinin ruh hali, haberleri doğru şekilde vermediğimiz yönünde”
The Times gazetesine konuşan kaynak da konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Hamas’ın yaptığı korkunç bir şeydi ve kimse Hamas’ın eylemlerini mazur görmüyor, ancak binadaki pek çok kişinin ruh hali, haberleri doğru şekilde vermediğimiz yönünde. Çalışanlar tuvaletlerde ağlıyor ve serbest çalışanlar yaşanan sıkıntı nedeniyle işe gelmeyerek kazançlarından fedakarlık ediyor. Pek çok insan derin rahatsızlık duyuyor.”
– “BBC muhabirleri, İsrailli yetkililerin eylemlerini haklı çıkarmak için onlara geniş yayın süresi tanıyor”
BBC’nin Beyrut muhabirlerinden Rami Ruhayem de işverenini, İsraillilerin yaşamına Filistinlilerden daha fazla değer vermekle suçlayarak, BBC muhabirlerinin, röportajlarda İsrailli yetkililere sıklıkla yumuşak davrandıklarını ve “eylemlerini haklı çıkarmak için onlara geniş yayın süresi” tanıdıklarını söyledi.
Ruhayem, savaşa yol açan olayların “doğru, dengeli, adil ve gerçekçi şekilde yansıtılması” çağrısında bulundu.
Rami Ruhayem’in, BBC Genel Müdürü Davie’ye gönderdiği ve BBC News uluslararası çalışanlarıyla da paylaşılan e-postada da şu ifadeleri kullandı:
‘Katliam’, ‘kıyım’ ve ‘vahşet’ gibi kelimeler, Hamas’ın eylemlerine atıfta bulunurken belirgin şekilde kullanılıyor ancak İsrail’in eylemlerine atıfta bulunulurken neredeyse hiç kullanılmıyor. Bu durum BBC’nin kışkırtma, insanlıktan çıkarma ve savaş propagandasında olası suç ortaklığı sorusunu gündeme getirmiyor mu?”
– İsrail’in Gazze’ye saldırılarında son durum
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlattı.
İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırıya başladı.
Gazze’den düzenlenen saldırılarda 309’u asker 1400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsraillinin yaralandığı aktarıldı.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 2 bin 913’ü çocuk ve 1709’u kadın, 397’si yaşlı olmak üzere 7 bin 28 kişiyi öldürdüğünü, 18 bin 484 kişiyi de yaraladığını duyurdu.
İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 105 Filistinlinin öldüğü belirtildi.
Çatışma bölgelerinde, çoğu İsrail bombardımanında 25 gazeteci yaşamını yitirdi.
İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim’den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında yaşanan çatışmalarda ise 45 Hizbullah üyesinin yanı sıra İslami Cihad Hareketi’nden 6, Hamas’tan 3, Hizbullah destekli Sünni Direniş Tugayı mensuplarından da 2 kişi öldü, biri gazeteci 4 sivil hayatını kaybetti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirdi.